TRABZON – Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde, 4 gün önce dalgalara kapılarak kaybolan 2 öğrenciyi arama çalışmaları bugün de devam etti.
Beşikdüzü Borsa İstanbul Fen Lisesi 10’uncu sınıf öğrencileri Emir Berke Aşık ile Uğurcan Korkmaz ilçenin Cumhuriyet Mahallesi’nde yer alan şantiye halindeki limana fotoğraf çekmeye gitmiş, burada fırtına sebebiyle yükselen dalgalara kapılarak kaybolmuşlardı.
4 gün boyunca süren arama çalışmalarında Trabzon ve Erzurum AFAD ekipleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı, deniz polisi, Jandarma Arama Kurtarma, Beşikdüzü Emniyet Müdürlüğü, Sürmene Arama Kurtarma ve Yardım Derneği ile Eğitim Araştırma Yardımlaşma ve Arama Kurtarma Derneği’nden 27’si dalgıç 90 personel görev aldı.
Helikopter, gemi, 2 bot, 15 araç, 2 sonar cihazı ve drone’la destek verilen çalışmalara bölge halkı da kıyıda gönüllü olarak destek veriyor.
Acılı aileler ise arama çalışmalarını Uğurcan Korkmaz ve Emir Berke Aşık’ın kaybolduğu noktada takip ediyor.
Bugün yapılan aramalarda Sürmene Arama-Kurtarma ve Yardım Derneği (SÜR-AK) gönüllülerince olay yerinden 2 kilometre uzaklıkta Vakfıkebir ilçesi yakınlarında bulunan montun, Emir Berke Aşık`a ait olduğu tespit edildi.
Montun cebinden kayıp gençlerden Aşık’a ait telefon, kalem, 10 lira, bozuk paralar ve kek poşeti çıktı. Arama çalışmalarına hava karardığı için sabah saatlerine kadar ara verildi.
‘BU ACI OLAYLARIN ÖNÜNE GEÇMELİYİZ’
Kurdukları ekiple kıyı bölgelerinde arama çalışmalarına katılan bölge halkından Gökmen Karadeniz, yaşanan olayın Beşikdüzü’nü derinden üzdüğünü söyledi.
Dalgalı havalarda kıyıya yanaşmanın tehlikeli olduğunu ve kayıp kişilerin çocuk oldukları için bunu anlayamadığını dile getiren Karadeniz, “Karadeniz Sahil Yolu’nun inşasından itibaren bölgede çok yanlışlar yapıldı. Şu an suçlu aramıyoruz, canımız yanıyor. O ailelerin yerine kendimi koyuyorum. İleriye dönük ne yapabiliriz bunu düşünmemiz gerek. Bu acı olayların önüne geçmemiz gerek. Karadeniz’in kaderi bu olmamalı” dedi.
‘HERHANGİ BİR UYARI İŞARETİ YOKTU’
Aramalara katılan gönüllülerden Şakir Tırış da mevcut durumda ellerinden geleni yaparak çalışmalara destek olmaya çalıştıklarını belirtti.
Yaşanan acı olayda ihmal olduğunu düşündüğünü belirten Tırış, “Şantiye alanı olan bir bölgeye geçişin engellenmesi gerekirdi. Herhangi bir uyarı işareti ya da uyaran kimse yoktu. Çocuklar olayın tehlike boyutunu kavrayamadığı için bu olay yaşandı. Yetişkin biri o fırtınalı havada kıyıya gitmezdi. Çocukların da oraya gitmesi uyarılarla engellenebilirdi” diye konuştu.
‘OLAYIN ÜSTÜNÜ ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞANLAR KARŞILARINDA BİZİ BULACAK’
Beşikdüzü’nde yaşayan avukat Ozan Karagöz de ilçe halkının kurduğu ekiple kıyı bölgesinde tarama çalışmalarına katılıyor.
Yaşanan olayın 23 yıl önce teknenin batması sonucu 38 Beşikdüzlünün denizde hayatını kaybettiği olayı hatırlattığını belirten Karagöz, “Beşikdüzü’ne bir gelecek kurmak için öğrenim görmeye gelen, aileleri tarafından 84 yıllık eğitim kültürüne emanet edilen bu gençleri kaybetmek tarifsiz bir utanç bizim için” dedi.
Yaşanan olayın sorumlularının hukuk önünde hesap vermesi gerektiğini kaydeden Karagöz, “İki genç ölümü disiplinsizlik olarak tarifleyen, olayın üstünü örtbas etmeye çalışanlar karşılarında bizi bulacaktır. Yatılı öğrencilerin öğrenim saati içerisinde okulda bulunmamasının hesabını okul idarecileri vermelidir. Uzun yıllardır bitirilmeyen deniz dolgusu sebebiyle, alan hala da şantiye konumundadır. Fırtına uyarılarının yapıldığı bir dönemde alanın kullanıma kapatılmaması Beşikdüzü Kaymakamlığı’nın sorumsuzluğudur” sözlerini kullandı.
TİP TRABZON: OKUL İDARECİLERİ İHMALLERİN ÜSTÜNÜ KAPATMAK İSTİYOR
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Trabzon İl Örgütü de yaptığı açıklama ile yaşanan olayda ihmallerin üstünün kapatılmaya çalışıldığını vurguladı.
Yatılı kalan öğrencilerin okulda olması gereken saatte nerede oldukları konusunda okul ve yurt idaresi tarafından bir çalışma yapılmadığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu öğrenciler okul yönetimi ve yurt görevlilerinin ihmalleri sonucu kötü hava koşullarında dışarı bırakılmış ve bir daha takip edilmemişlerdir. Beșikdüzü halkından edindiğimiz bilgilere göre yurt ve okul idarecilerinin AKP’li yöneticilere olan yakınlığı nedeniyle bu ihmallerin üstü kapatılmak isteniyor. Okul ve yurt yöneticileri, öğrencilerin güvenliği için ailelerine ve topluma karşı sorumludur. Sorumlular bir an önce ortaya çıkartılmalı ve gereken ceza yetkili kurumlar tarafından verilmelidir.”